kavramak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]kavramak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kavrar)
- elle sıkıca tutmak
- Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı. - N. Cumalı
- bir nesne veya düşünceyi her yönünü anlamak, iyice anlamak
- İnsanoğlu gerçeğin bir parçasını kavradı mı bütününü kavradığı düşüne kapılır. - S. Birsel
- motorlu araçlarda debriyaj pedalı görev yapmak
Çeviriler
[değiştir]çeviriler
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "kavramak" maddesi